21 Temmuz 2008 Pazartesi

Postmodern Özne


vietnam savaşı ile f.f.coppola'nın filmi apocalypse now arasındaki fark nedir? dünyanın herhangi bir yerindeki bir savaş ya da açlıkla, bu olayların televizyondaki haber bülteni sunumları arasındaki fark nedir? bu soruları yanıtlamak için rasyonel öznenin, tahakküm(iktidar) yapıları ile temsil(medya) sistemleri arasındaki farklılıkları tespit edebileceği eleştirel ayırt etme güçlerine sahip olduğuna inanmak gerekir. işte o zaman insan, marksistlerin yaptığı gibi, egemen güçleri parmağıyla işaret edip ezilenlere bir yardım eli uzatabilir. ancak baudrillard'a göre, politik ve kültürel ekonomi alanlarının 'nesneler ve ideolojilerin aynı pazarlama ve ticaret yöntemleri altında birleştiği' ve milyonlarca tv izleyicisi için melodram dizilerinin belgesellere karıştığı bir dünyada marksizm ve insan rasyonelliğine duyulan inanca dayanan diğer eski moda politik düzenleme sistemleri artık etkin olamaz. kısacası, baudrillard'ın 'simülakrlar ve simülasyon' adlı kitabında belirttiği gibi gerçeklik gerçekdışı olmuştur:
''politik, toplumsal, tarihsel ve ekonomik bütünlüğü içinde gündelik gerçeklik, şimdiden itibaren hipergerçekçiliğin similasyon boyutunu da içermektedir. artık her yerde gerçekliğin estetik sanrısı içinde yaşıyoruz. henüz hayatın bu şekilde estetikleştirilmesinin gerçeküstü safhasına tekabül eden 'gerçek kurmacadan daha tuhaftır' şeklindeki eski sloganın artık modası geçmiştir. artık hayatın karşısına dikilebileceği, karşısında köktenci bir şekilde büyüyü bozabileceği bir kurmaca yoktur (gerçekliğin kendisi gerçeklik oyununda tamamen yok olmakta zaten). fantezinin sıcak safhasını takip eden soğuk ve sibernetik safhadayız''.*


gerçeklik her zaman zaten sanal gerçeklik olduğundan artık hakkında fantezi kurulacak hiçbir şey kalmamışsa, bu durum insanın hayalgücünü her türlü güçten yoksun bırakır; rasyonalitemiz de etkisiz olduğundan, insan öznesi nosyonu hiçbir anlam ifade edemez olur. soğuk bir uzak duruş ve boş bir aldırmazlık hiper gerçekliğin simülasyon boyutunun duyarsızlaştırmasına verilecek tek uygun tepkidir. manadan yoksun ve kendinden geçmiş 'postmodern özne', bir kimlik oluşturmak için ne bilincine (yani descartes'a) ne de doğrulamaya (yani coleridge'e) güvenebilir. çünkü 'simulacrum'un toparlayıcı, göstergenin içini oyucu, farklılıkları yok edici rejiminin altında, kimlik gibi kesin hiçbirşey olası değildir.

* jean baudrillard - simülakrlar ve simülasyon



Hiç yorum yok: