16 Temmuz 2008 Çarşamba

Hannibal Lecter

Thomas Harris Kızıl Ejder'de (1981) yirminci yüzyıl edebiyatı ve sinemasının en şöhretli seri katili haline gelen bir karakter yaratmıştır: Hannibal Lecter. Romanın başında, Hannibal aralarında yamyamlığın da olduğu birkaç vahşi cinayetten dolayı hapistedir. Harris'in sonraki romanı Kuzuların Sessizliği'nde (1988) Hannibal ortadan kaybolur ve iki polis memurunu yoldan çıkmış bir canavara yakışır şekilde öldürür. Harris, bu iki romanın sonunda, soruşturmanın ana hedefi olan seri katilleri cinayete iten güdüleri açıklarken, Hannibal konusunda sessiz kalır. Harris, ünlü katildeki öldürme güdüsünün korkunç bir çocuklukta temellendiğini ancak Hannibal'da (1999) belirtir (Kuzuların Sessizliği'nin eleştirmenleri, Hannibal'daki güdünün eşcinsel, dinsel ya da psikopatça olduğuna dair fikir yürütmüştür, bu eleştirmenlerden biri, "işte Jeffrey Dahmer gibi bir cinsel sapık daha" demiştir). Delacorte Yayınları, Hannibal'ın bu cinayetleri işleme nedenine dair en ufak bir fikre sahip olmaksızın Harris'e Hannibal için milyonlarca dolar ön ödeme yapmıştı. Hannibal'ın cazibesi, Anthony Hopkins'in Kuzuların Sessizliği uyarlamasındaki ilgi çekici performansıyla da perçinlenmişti. Ne var ki, Hopkins'in, Hannibal'ın cinayet işlemesinin altında yatan nedene yahut Harris'in bu nedenin ne olacağı hakkındaki düşüncesine dair en ufak fikri yoktu. Okurlar ve izleyiciler, on sekiz yıl boyunca, gaddarca cinayetler işleme nedeni sır olarak kalan bir karakter tarafından ayartılmıştır... Nihayetinde Thomas Harris'e yazıp Hannibal'ın davranışlarını açıklayan çocukluk travmasına ne zaman karar verdiğini, özellikle de buna 1970'lerde Kızıl Ejder'i yazarken mi karar verdiğini (yani 1999'da Hannibal'ın yayımlanmasına kadar bunu okurdan bilerek mi gizlediğini) yoksa yazdıktan bir süre sonra mı karar verdiğini sordum. Bana verdiği cevap muammalıydı: "Size bir cevap veremem çünkü kendim de bilmiyorum." Yazarla kurduğum irtibatın tarihi 26 Nisan 2000'di. Harris, Kızıl Ejder'in 2000 tarihli yeni basımına eklediği "Forward to a Fatal Interview" başlıklı merak uyandırıcı röportajda şöyle demektedir: "Yazmaya görebildiklerinizle başlarsınız, sonrasında yazdıklarınıza aklınıza önceden ve sonradan gelenleri eklersiniz". Ardından Harris büyük ihtimalle okura yönelttiği son bir yorum eklemektedir: "Hannibal'da geçen olayları kaydetmeye başladığımda, ne tuhaftır ki, doktor kendine ait bir cana büründü. Benim gibi siz de onu tuhaf biçimde çekici bulmuş gibisiniz".

kaynak: http://www.metiskitap.com/Scripts/Catalog/Book.asp?ID=2063

Hiç yorum yok: