3 Ocak 2009 Cumartesi

Nefs

islam düşünürleri ve mutasavvıflar insanın tinsel varlığında genellikle nefs ve ruh olmak üzere iki boyutu birbirinden ayırt ederler. nefs kavramı çoğunlukla arzuları ve eğilimleriyle bireysel benliği dile getirir; ruh kavramı ise tekil benlikleri öz olarak kendisinde birleştiren, ama onları biçimlendirerek bireysellik kazandıran üstün ilkedir. bir başka deyişle ruhun nefsle ilişkisi, özün tözle ve biçimin maddeyle ilişkisi gibidir.

türkçe sözlüklere 'nefis' olarak geçen, kökeni arapça nefs olan kavramın ayrıntılarına gelmeden önce belirtmemde fayda var; 'nefis'in ikinci anlamı (pek hoş, çok güzel-tdk) farklı bir arapça sözcükten gelmekte. o yüzden bu yazıya konu olan birinci anlamı için karışıklık olmaması adına başlığı nefis yerine nefs olarak koymayı tercih ettim. şimdi tdk sözlüğünde; 'öz varlık, kişilik & insanın yeme-içme vb. gereksinimlerinin bütünü' anlamlarına gelen nefs kavramının ayrıntıları:

nefs kavramı, tasavvuf öğretisinde, insanın ruhsal boyutunu oluşturan töz, benlik anlamında gelmektedir. dünyevi yaşama ve kötülüğe eğilimli olduğu gerekçesiyle mutasavvıflarca en büyük düşman kabul edilir. mutasavvıflar nefsin dört derecesinden söz ederler. nefs-i tabii ya da ruh-ı cemadi cansız cisimlerin bütünlüğünü korur, dağılmalarını önler. nefs-i nebati bitkilerin büyüyüp gelişmelerini ve üremelerini sağlar. nefs-i hayvani ya da ruh-ı hayvani hayvanlara duyum ve istemli hareket yeteneğini kazandırır. nefs-i natıka, ruh-ı insani ya da nefs-i insani ise insana düşünme, usavurma ve çıkarım yeteneğini verir; bir yönüyle bedenle öbür yönüyle de ruhla ilgilidir. nefs-i insani hayvansal nefs aracılığıyla gövdeyi denetimi altına alır ve istediği biçimde kullanır; ruh, bu nefsin özünden oluşur.

sıradan insanın yetkinlik aşamasına varmasına değin süren tasavvufi eğitimi sırasında geçtiği aşamalara göre nefs-i insaninin yedi durumu vardır. bunlardan nefs-i emmare kötülüğe eğilimlidir ve kötülüğü buyurur. nefs-i levvame, tanrı'ya yönelen, yaptığı köü işler nedeniyle öznesini kınayan, hesaba çeken güçtür. nefs-i mülhime, kötülüklerden uzaklaşan ve ilham almaya hazır durumdaki nefstir. nefs-i mutmainne, doygunluğa, huzur ve sükuna kavuşmuş, erdemlerle donanmış ve tanrısal tecelliler almaya başlamış töz olarak tanımlanır. nefs-i razıye, bütün istklerinden vazgeçerek kaza ve kaderin her türlü tecellisinden hoşnut olan; nefs-i marzıye ise tanrı'nın hoşnutluğu aşamasına ulaşmış olan nekfstir. nefs-i zekiye, nefs-i safiye ya da nefs-i kamile ise, bütün olgun nitelikleri kazanan, irşat makamına yükselen yetkin, saf ve temiz nefstir; bu aşamadaki kişi insan-ı kamil (yetkin insan) durumuna gelmiştir.


KAYNAK: AnaBritannica'nın 'ruh' (1.paragraf) ve 'nefs' (3. & 4. paragraflar) başlıklı maddeleri.

Hiç yorum yok: